Yılmaz Redüktör’den ilk yerli tramvay dişli kutusu

Yılmaz Redüktör, Türkiye’nin ilk yerli üretim tramvay dişli kutusunu yaptığını duyurdu. Konuyla ilgili Yılmaz Redüktör Genel Müdürü Metin Yılmaz’dan bilgi aldık. Metin Bey ayrıca, Yılmaz Redüktör’ün yeni yatırımları ve ihracat oranları hakkında da bilgiler paylaştı bizlerle.

Yılmaz Redüktör, raylı sistemler sektöründe ne gibi faaliyetlerde bulunuyor?

Türkiye’de son 10 yıllık periyod içerisinde raylı sistemlerin ciddi bir ivme kazandığını görüyoruz ve önümüzdeki 10 yıllık süreçte bu sektörün daha da önem kazanacağını öngörebiliyoruz. Burada milli sermayenin ve mühendisliğin önemi artmaktadır. 3 yıl evvel, Durmazlar firması önderliğinde, ASELSAN ve kardeş firmamız olan ELK Motor arasında yerli tramvay çekiş sistemi tasarlamak ve üretmek konusunda mutabakata varıldı. Proje, TEYDEB kapsamında yürütüldü ve başarıyla nihayete erdirildi. Şu anda Durmazlar’ın test pistinde çalışan yüzde yüz yerli bir tramvayımız var. Motoru ELK, dişli kutusu Yılmaz Redüktör, sürücüsü Aselsan tarafından üretilen yerli tramvayın, şasesi ve bugi dediğimiz çekiş sistemi ile tüm sistem entegrasyonu ise Durmazlar tarafından yapılmıştır. Yılmaz Redüktör olarak bir yandan Türkiye’de üretilen ilk yerli tramvay dişli kutusunu üretmenin gururunu yaşarken bir yandan da diğer proje ortaklarıyla birlikte, komple yerli tramvayı üretmenin sevincini paylaşıyoruz.   

Yılmaz Redüktör’ün üretim tesisleriyle alakalı ciddi bir yatırım sürecinde olduğunu görüyoruz. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?

2018 yılının sonuna kadar, mevcut fabrikamızın bulunduğu alanda yeni bir montaj, boya ve sevkiyat alanı yatırımı tamamlanacaktır. Ayrıca dişli üretim parkının güçlendirilmesi için mevcut parka 4 ilave dişli işleme tezgâhı ilave edilmiştir. Kardeş firmamız ELK’nın ve Yılmaz Redüktör’ün yeni fabrikalarının konumlandırılacağı Çerkezköy’de yeni bir arazi yatırımı yapılmış olup, bu alanda inşaat devam etmektedir. Yıl sonuna kadar fabrikalardan bir tanesin tamamlanması ve ELK Motor fabrikasının taşınması planlanmaktadır. Böylece Yılmaz Redüktör’ün de kısmi olarak ELK’dan boşalan fabrika alanına taşınması planlanıyor. Yılmaz Redükör için kurulan yeni fabrikaya tamamen geçilmesi 2 yıla varan bir sürece yayılacaktır. Yeni fabrika en modern teknolojileri barındıracak şekilde inşa edilmektedir.

Türkiye’nin en köklü firmalarından biri olarak Yılmaz Redüktör, Ar-Ge faaliyetleri kapsamında neler yapıyor?

Yılmaz Redüktör, Ar-Ge faaliyetlerini Ar-Ge Merkezi’nde çalışan deneyimli personelleri ve yine Ar-Ge Merkezi’ne bağlı laboratuvarı ile yürütmektedir. Yürütülen projeler içerisinde, alternatif dişli malzemeleri ile dişli ömür ve yük taşıma kabiliyetlerinin artırılması, motora entegre sürücü, yüksek verimli sonsuz vidalar gibi projeler mevcuttur. Bunlardan ilginç olan projelerden biri de, IoT (Nesnelerin İnterneti) tabanlı redüktör durum izleme sistemidir. Bu sistemde redüktör üzerine konumlandırılan 3 farklı sensör ve bir elektronik kart yolu ile redüktör çalıştığı lokasyondaki bir internet hattına bağlanacak ve kendi durumu hakkında canlı veriyi bünyemizde bulunan ana merkeze aktaracaktır. Böylece merkezimizde bulunan ekipler, muhtemel bir arıza kaynağını önceden tespit edip, sistem arızaya girmeden önlem alacaklardır. Veriler istendiğinde, redüktörün çalıştığı firmanın sistemine de bilgi aktarabilecektir. Bu ürünler, Endüstri 4.0’a uyumluluk anlamında, redüktör sektöründe bir ilk olacaktır.      

Satış süreçleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Yılmaz Redüktör çok uzun yıllardır hem yurt içerisinde hem de yurt dışarısında bir bayilik sistemi ile çalışmaktadır. Türkiye içerisinde 40’ın üzerinde yurt dışında da yaklaşık bir o kadar bayisi veya sözleşmeli satıcısı bulunmaktadır. Bunun dışında önümüzdeki yıllarda bayilerimize daha yakın olabilecek doğrudan kendi firmamıza bağlı bölgesel bürolar kurulacaktır. Bu hem yurt dışı hem de yurt içi için düşünülmektedir. Avrupa bayilerine daha yakın hizmet amaçlı Almanya’da büromuz bulunmaktadır. Bunun gibi, ilk etapta Balkanlar ve Rusya bölgesinde bürolarımız açılacaktır. Ülke içerisinde ise İstanbul dışında 3 büyük şehirde doğrudan bize bağlı, bayilere daha yakından hizmet veren bürolar açılacaktır.   

Yılmaz Redüktör’ün ihracat oranlarını artırdığını biliyoruz. Bu konu hakkında bilgi verir misiniz?

Bugün, ihracatta uzun yıllardır olduğu gibi, adet bazında lider pazarımız Almanya’dır. Ciro bazında İran, Almanya’yı son yıllarda geçmiş olmasına rağmen, adet bazında geri durumdadır. İhracatta ağırlığımız Avrupa ülkeleridir. Ortadoğu, ihracatımızda Avrupa’dan sonra ikinci sırada yer almaktadır. Burada İran Ortadoğu’da ciddi büyüyen bir pazar olarak bir istisnadır. Bunlardan sonra büyüyen pazarlarımız büyüklüğüne göre sırasıyla Rusya bölgesi, Amerika kıtası, Güney Afrika ve son olarak Uzakdoğu’dur. Rusya bölgesi ve Avrupa’da Balkanlar bölgesi hızlı büyüyen pazarlarımızdır. Önümüzdeki yıllarda Rusya bölgesi, Avrupa’dan sonra ikinci büyük pazarımız olacak gibi görülmektedir.

Ortadoğu’da gelişen olaylar neticesinde, o bölgede büyük stratejik değişiklikler yapmak zorunda kaldık. Bu bölgedeki tüm çabalarımıza rağmen büyük pazar kayıplarımız oldu. Bu bölgeye verdiğimiz ağırlığı azaltarak, büyüyen pazarlara ağırlık vermeye başladık.  

Ulusal ve uluslararası pazarlardaki rekabet ortamı hakkında neler söylemek istersiniz?

Türkiye’de sektörümüzde güçlü firmalar bulunmakta ve uluslararası alanda rekabet edebilmektedirler. Günümüzde rekabet gücümüz işçilik avantajımızdan çok yerli firmalarımızın teknolojiye yaptığı yatırım ve Ar-Ge faaliyetlerinden gelmektedir. Son yıllarda Ar-Ge faaliyetlerinde firmaların bilinçlenmesi, kalifiye elemana ve eğitime daha çok önem verilmesi neticesinde müşteriye, hızlı, güvenilir ve beklentileri doğrultusunda ürün sağlanabilir olmuştur. Kalifiye ve iyi eğitimli insan gücü konusunda hâlâ büyük eksiklerimiz var. Önümüzdeki günlerde rekabet gücümüzü koruyabilmemiz için, adına ileri otomasyon veya Endüstri 4.0 diyebileceğimiz uygulamalara geçmemiz gerekiyor. Bu dijitalleşmeye ayak uyduramazsak ülke olarak on yıl içerisinde rekabet gücümüzü kaybedebiliriz. Türk sanayicisi tabii buna izin vermeyecektir. İleride dijitalleşen fabrikalar ile iyi eğitim görmüş kalifiye eleman ihtiyacımızın artacağı kesindir. Sektörün üzerinde durması gereken en önemli konu budur. Bu amaçla üniversiteler ile sanayinin iş birlikleri artırılmalı ve Ar-Ge faaliyetleri üniversitelerdeki akademisyenlerle beraber yürütülmelidir.

Buy Nolvadex UK

e-bülten'e üye olun
E-Posta:

Redüktör Dergisi Reklamlar

URL: https://www.reduktordergisi.com/?p=5938

Yazan - Haz 22 2018. Kategori Röportaj. Bu yazıya yapılan yorumları takip edebilirsiniz RSS 2.0. Bu yazıya yorum yapabilir ve geri izlemede bulunabilirsiniz

Yorum yaz

Foto Galeri

Giriş | Designed by Gabfire themes YukarıYukarı